fbpx
loading

Migren nedir?

Migren, beyinde bulunan sinirler ve kan damarlarındaki değişimler nedeniyle meydana gelen bir baş ağrısıdır.

Migren, kişinin yaşam standartlarını düşüren ve günlük aktivitelerini sınırlandıran hastalıklardan biridir, iş ve sosyal hayata devam etmeyi zorlaştırabilir ve toplumdan sosyal izolasyon sonucu kopmaya neden olabilir. Ayrıca, kalp-damar hastalıkları için risk faktörüdür.

Migren çeşitleri içerisinde en sık görülen 2 tip auralı ve aurasız migrendir.

Auralı migren: görsel, duyusal, sözel, hareket fonksiyonu, beyin sapına dair aura belirtilerinin eşlik ettiği süresi dakikalar olarak ifade edilen migren baş ağrısı türüdür.ağrı öncesinde çeşitli görme bozuklukluları, göz önünde ışık görülmesi yaşanır.

Aurasız migren: 4-72 saatlik tekrarlayan baş ağrısı atakları ile karakterizedir. Bu migren türü tipik olarak tek tarafta lokalizedir.

Migren Neden Olur?

Migrene sebep olan etkenler henüz net olarak bilinmemektedir. Genetik, santral, vasküler ve nöronal sebepler migrene sebep olabilir.

Migren belirtileri: migrenin en temel belirtisi baş ağrısı olmaktadır. Migren belirtilerinde genelde başın bir yarısında veya tamamında zonklama tarzı ağrı yapar. Ağrı orta şiddette veya aşırı şiddetli olabilir ve ağrı şakak, ense, alında olabileceği gibi tek taraflı bir ağrıda olabilir.

Göz önünde uçuşan parlak cisimler görme, bulanık ve çift görme sorunları da oluşabilmektedir.

Migren kişide sinirlilik, depresif ruh hali, mutsuzluk gibi ruhsal duygu durum değişikliğine neden olmaktadır.

Migrende tanı: öncelikle hastanın şikâyetleri detaylı olarak dinlenir. Hastanın ağrı özellikleri hakkında yeterli bilgi edinildikten sonra fiziki ve nörolojik muayene bulgularına göre ileri tetkik yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Kan tahlilleri veya beyin tomografisi ya da manyetik rezonans görüntüleme gibi görüntüleme incelemelerinden de faydalanılmaktadır.

Ardından hastadan ağrı günlüğü tutması istenir ve bu günlük doğrultusunda tedavi planlanır.

Migrende iki tür tedavi yönteminden söz etmek mümkündür. Bunlar; ağrı yönetimi ve tedavi koruyucu tedavi yöntemleri olarak ikiye ayrılır.

Ağrı yönetiminde farmakolojik yöntemlere, manuel terapiye, miyofasyal tetik nokta tedavisine, nefes ve gevşeme egzersizlerine başvurulur. Ayrıca uyku düzeni ve beslenme alışkanlıkları da düzenlenmelidir.

Koruyucu tedavi yöntemi de ağrının şiddetini ve sıklığını azaltmak için kullanılmaktadır. Fiziksel aktivite, düzenli uyku, stres yönetimi,beslenme düzeni, ideal vücut kitle indeksi sağlama koruyucu tedavide önemli bir rol oynamaktadır.

Atağın sıklığını ve şiddetini azaltmak için hekim kontrolünde farmakolojik destek de alınabilir.

 

Bizi Arayın!